ADS

İntihar Edenin Beynine Ne Oluyor!


İntiharı önleme, beyinle ilgili değil, sadece duygularla ilgili bir çalışma alanı  olarak görülüyordu. Nörobilimdeki son gelişmeler, beynin belirli bölgelerinin duyguları  kontrol ettiğini gösteriyor. medial frontal bölge"; limbik yapılarla bağlantısı ve  duygulara bağlı olarak oluşan davranışlardan sorumlu sinirlerin bulunduğu  amigdala bölgesi nedeniyle beyinde duygu kontrolünde  önemli yerlerden biridir. Ancak günümüzde nöropsikoloji ve nörogörüntüleme sistemlerindeki hızlı gelişmelerle birlikte bu konuda önemli mesafeler kat edilmiştir. İntihar davranışlarını içeren beyin bölgelerinin "intihara meyilli beyin" olarak kabul edildiği beyinler, bu beyinler hakkında fikir vermektedir. Nöropsikoloji ve bilişsel psikoloji bugün intihar hakkında öğrenilen bilgiler ve bu beyin bölgelerinin özellikle intihar düşünce ve davranışlarını ayırma sürecinde bireylerin davranışsal ifadeler üzerindeki rolü sosyal bilincin s. Beyin parçacıklarının intihara yol açan süreçte önemli bir rol oynadığı açıkça ifade edilebilir. Vücuttan beyne intihar riskiAraştırmalar, beyin işlev bozukluklarının veya çeşitli fizyolojik hastalıkların intihar davranışıyla bağlantılı olduğunu ortaya koymaktadır. Normal bireylerle karşılaştırıldığında diyabetli veya kanserli hastalarda intihar eğilimi 2 kat, periferik sinir sistemi hastalarında  bu oran 5 kat, inme ve epilepsi gibi  sinir hastalarında ise bu oranın yüksek olduğu bildirilmiştir. Daha yüksek olmak Ruhsal hastalıklar, bireylerde artan intihar eğilimleri ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. Ayrıca, hastalıkların yeri, beyin işlev bozukluğu yaklaşımını artırır, ancak intihar eğilimlerini tek başına açıklamazlar. Bireysel karakterdeki farklılıklar (hızlı duygusal kararsızlık, hızlı duygusal kararsızlık, İntihar eğilimi üzerinde artan bir etkisi var gibi görünüyor. Ancak tedavi edilen bilinçli hastalardan elde edilen bilgiler intihara meyilli karakter tanımlamaları açısından nettir.Bu karakterler 3 tipe ayrılmaktadır: A) Hayatla ilgili her şeye aşırı duyarlı olanlar, özellikle olumsuz sonuçlara karşı aşırı duyarlı olanlar, B) Sosyal çevrede sorunlarını çözmede yetersiz kalanlar, psikolojide tuzağa düşmek, C) Bireyi umutsuzluk duygularından uzaklaştıran faktörlerin eksikliğinden kaynaklanır. Bu özelliklere sahip kişilerde intihar eğilimlerinin yüksek olduğu bilinse de nöral düzeydekilere ilişkin bilgiler halen yetersizdir. Stresli durumlarda intihar etseler de, son bulgular depresyondayken intihar edebileceklerini gösteriyor. Nöropsikolojik testlerin hepsinde olmasa da çoğunda, gezginlerin halk olmayanlardan farklı olduğu belirlenmiştir.Çalışmalarda depresyonlu kişilerin seçici dikkat algıları ile fikir düzeyinde, intihara meyilli olduğu gözlemlenmiştir. Başka bir çalışmada, intihar girişiminde bulunanlarla yapmayanların seçici algılarında herhangi bir farklılık bildirilmemiştir. Seçici algıların depresyon sırasında bireylerde intihar düşüncesine neden olup olmadığını belirlemek için daha ileri çalışmaların yapılması gerektiği görülmektedir. Kendini kapana kısılmış hissedenlere odaklanır.Bu bireylerde otobiyografik belleğin problem çözme becerilerinde bozulmalara yol açtığı bulunmuştur. Bu çalışmalar, otobiyografik hafızanın, yani beynin ön lobunun  intihara yol açan bilgilerin ezberlenmesinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. üçüncü özellik, yeni araştırma stratejilerinin kullanılması, özellikle bilişsel çalışmalarda, bu çalışmalarda, bireylerin yaşam akışı ekseninde olumlu sayılabilecek gelişmelerden mahrum bırakıldıklarına inanmaları halinde oluşacak diğer gelişmelerdir.

No comments

'; (function() { var dsq = document.createElement('script'); dsq.type = 'text/javascript'; dsq.async = true; dsq.src = '//' + disqus_shortname + '.disqus.com/embed.js'; (document.getElementsByTagName('head')[0] || document.getElementsByTagName('body')[0]).appendChild(dsq); })();